Yapamadığımız şeylere, kendimizi haklı çıkarır bahaneler uydurmak,
hayatımızda en az bir kere uğradığımız yollardan biridir. Bunu yaparken de çok
rahatlarız. Sıralarız arka arkaya vicdanımızı
rahatlık abidesi yapan cümleleri...
Aslında benim elimdeki bir şey değil.
Ben elimden geleni yaptım.
Düzen böyle ne yapalım.
İş vardı da biz mi çalışmadık.
Yeni mezun olup da iş bulmak kolay mı.
Her yere başvurdum, mülakatlarda iyi geçti ama olmuyor işte.
Sorun bende değil sorun, güçlü dayılarımın olmamasında... diye uzatabiliriz
cümleleri.
Bu cümlelerin haklı olarak kullanıldığı durumlarla karşılaşmıyoruz
diyebilmeyi çok isterdim ki haklısınız bir çok yerde tam yerine göre cümleler
niteliğinde olabiliyorlar. Şayet, yersiz kullanımlarını da çok gördüm. İğneyi
kendimize, çuvaldızı başkasına batırmadan çıktığımız yolda, kurduğumuz bu tür
cümleler hiç kusura bakmayın ama yerinde olmayan cümleler sınıfına giriyor.
Üniversite; kazanılınca ohhh diyerek köşeye çekilmeyi anlatan bir süreç
değil. Aksine, kazanma şansını elde ettikten sonra hadi bakalım diyerek kolları
gerçekten sıvama ve kariyerinize yön verecek önemli adımları atma zamanı.
Verimli kullanılması gereken, uzun bir süreç. Öğrenmek, geliştirmek, üretmek,
yaratmak, sosyalleşmek... Hepsi bu sürecin içinde yer alan önemli adımlar.
Hepsi birbirine entegre ve birinin eksikliği, başka bir eksikliğin habercisi.
Peki ne yapmalıyız?
Herşey durmadan hızlıca ilerlerken,siz “aman neyse mezun olduktan sonra
hallederiz” diyerek gelişimin arkasında kalıyorsanız, mezun olduğunuzda “yenilik
ne demekti” diye düşünebilirsiniz. Size tavsiyem takipçi olmanız. Örneğin
günümüz için ele aldığımızda, ben derim ki sosyal medya ile mezuniyetten sonra
değil, öğrenciyken tanışın. Linkedin, mezuniyetten sonra arada bir uğradığınız,
“ne işe yarar bu ya” diye söylendiğiniz bir araç olarak kalmasın. Çalışmak
istediğiniz sektörle ilgili birçok profesyoneli bir arada bulabileceğiniz bu
platformda ne kadar erken bende varım derseniz, farkedilme ihtimaliniz o kadar
artar. Elden CV iletmenin popülerliğini giderek kaybettiği günümüzde siz bu tür
yeni uygulamaları erken farkedenlerden olmayı görev edinin ki birileri de sizi
farketsin.
Okulda öğrendiğim bu teoriler ne işime yarayacak ki kısmına gelince -evet
bazıları için gerçekten öyle ama- güncel
hayatla bütünleşebilecek teorileri, pratiğe dökme yeteneğinizi geliştirmektense
birebir hafızaya alıp, beyin bedava tekniğini uygulayanlardansanız işte orada
durun demekten alıkoyamam kendimi. Önemli olan onları kelimesi kelimesine
bilmek değil, öğrendiğinin üzerine kendince birşeyler ekleyip, yorum
yapabilmek, bağdaştırabilmek. Eğer öyle olursa mezuniyet sonrası, mülakatlarda
bölümünüzle ilgili yöneltilen sorular karşısında, “Ben uzaydan geldim”, “O
bölümde ben mi okudum?” bakışları atmazsınız.
Etkinliklere katılmak, kulüplerde aktif olarak yer almak, sosyalleşmenizin
yanısıra planlama, organizasyon yetkinliklerinizin gelişmesine de yardımcı
olur. Hem eğlenip, hem öğrenme dedikleri şey bu olsa gerek:) En basitinden, bir kulüp toplantısında yaptığınız
konuşma, sunduğunuz öneri, onayladığınız ya da onaylamadığınız bir fikirle
ilgili ettiğiniz birkaç cümle -ki bakınca basit bir kulüp toplantısı havasında
değil mi- size inanılmaz tecrübeler kazandıracaktır. Bence bunu asla ihmal
etmeyin. Topluluk önünde konuşabilme yeteneğini kazanabileceğiniz bu ortamlar,
ileride size muhakkak su, elektrik, yol olarak dönecektir:)
İş hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri takım çalışması. Nitelikleriniz
arasından belki de en dikkat çekici olan takım çalışmasına yatkınlığınız
diyebiliriz. İşte bu yetkinliği kazanabileceğiniz en güzel ortam da yine
üniversite. Hem eğlenip, hem de takım olarak birşeyler başarabilmenin,
sorumluluk almanın, sonuçlarına birlikte katlanmanın, problemlere birlikte
çözüm üretmenin faydalarını iş hayatına başladığınız zaman “aferin bana ki bu
tür faaliyetlerde bulunmuşum” cümlesini kurarken daha net hissedeceksiniz.
En başında dediğim gibi üniversite yılları bir süreç. Bu sürece yaz
tatilleri de dahil. Siz siz olun eksikliklerinizi giderebileceğiniz, bir
sonraki yıla +1 ile başlamanıza katkısı tartışmasız olan tatil dönemlerinizi
asla boş geçirmeyiniz. Mezun olduğunuz zaman, “Evet anlat bakalım dört yıl
boyunca ne yaptın” dediklerinde sunduğunuz diploma ne kadar kıymetli olsada tek
başına yeterli olmayacaktır. Rakiplerinizin değişime ayak uydurarak hareket
ettiği, belki de sahip olduğunuz imkanlardan daha iyisine sahip olarak bir adım
önde olduğu durumlarda, sizin bu çalışmalarınız
bir adım öne geçmenize yardımcı olabilir. İnsan Kaynaklarında çalışan
biri olarak itiraf etmeliyim ki, elime yeni mezun ya da öğrenci bir arkadaşımın
başvuru formu geçtiğinde ilk olarak, okul hayatı boyunca herhangi bir yerde
çalışmış mı diye bakmadan geçemiyorum. Bakın dikkat!!!, deneyimli mi diye
bakmıyorum, kendi parasını kazanmaya yönelik herhangi bir adım atmış mı ona
bakıyorum!
Ben bu listeyi uzatabilirim. Siz de bu listeyi kendinize uyarlayıp
uzatabilirsiniz. Bunlar benim öğrencilik yıllarımın özeti ve bence üniversite
yıllarınında en önemli detayları.
Arkadaşlar, diyeceğim o dur ki, iş bulmak kolay değil ama niteliklerini
geliştirmeye kararlı, üniversite sürecini bahsettiğim gibi durumların farkında
olarak geçirmiş biri için iş bulmak kolay. Mezun oluyor ve iş bulmakta sıkıntı
yaşıyosanız, dönüp önce bir kendinize bakın, sonra da geç kalmışlık hissine
kapılmadan eksikliklerinizin üzerine gidin.
ZG
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder