29 Şubat 2012 Çarşamba

BİTİŞLERİM BAŞLANGIÇLARIMDI ASLINDA


                   Şimdi gelelim serüvenimi ayrıntılandırmaya:)


Üniversiteyi hazırlanmak hepimiz için işkencedir ve eminim hala işkence etkisi yaratmaya devam ediyordur. Bu işkenceli evreden sonra sınav anında bildiğin her şeyi unutup bir yılın içerisine çatır çatır etmek, heyecanına yenilip zamanı farkedememek ise bu işkenceyi meşhur çin usulü haline getirir. Eminim şimdi tam olarak beni anlatmışsın diyerek beni yalnız bırakmayan bir sürü kaderdaşım vardır ki ben şimdi bu yaşadıklarıma üzülmeyip seviniyorum. Çünkü o yenilgiler beni nasıl motive etti ve kendimi bulmamı sağladı inanamazsınız diyeceğim ama inanılmaz da değil gerçi.
İki yıllık bir bölüm kazanmış olmanın kendi içimde ve çevre baskısıyla ( o kadar da çalışmıştın tüh tüh tühh yazık oldu nasıl kazanamadın vari tonlarca cümleler) üzüntüsünü yaşarken beyaz sakallı dede göründü bana :p 

Dur dedim kendi kendime, şimdi ön lisans okuyorsun ve "3 yıl üniversiteye hazırlanıp kazanamamış inek" ünvanını aldın diye her şey bitti mi???
Sonra o asıl ses cevap verdi: Haaayııııırrrrrr.Senin için her şey şimdi başlıyor:)))))
Neyse bu kadar film repliği yeter sanırım:)

Evet önlisans okuyordum ve çevre baskısına maruz kalıyordum ama bir avantajım vardı ki o da sevdiğim, istediğim bir bölümde okuyordum. Şimdiye kadar karşılaşmadığım küçük bir ilçede, liseden sınıf arkadaşım ve sonradan onun bana kazandırdığı eğlenceli gençlik ile kısa sürede toparlandım ve planımı yaptım.

O küçük yerde o kadar çok şey öğrenip keşfettim ki o zaman anladım serüvenimin neden oradan başladığını. Her sabah okula yürüdüğüm 15 dakikalık yolumda nerede olmam gerektiğinin ve ne yapmam gerektiğinin ince ayrıntılarını düşünüyordum. Öncelikle imkanları daha gelişmiş, daha çok avantajlarından faydalanabileceğim bir üniversitede olmam gerektiğine karar verdim. Kampüsten uzak bir yerleşkede okumak her üniversite öğrencisine kendisini üvey evlat gibi hissettirir. Tüm faaliyetlerden elinizde olmadan uzak kalırsınız ki bu bir öğrencinin gelişimi için negatif bir etkidir. Bu düşünceyle yola çıkarak rotamı ailemin de Antalya'da yaşaması sebebiyle Akdeniz Üniversitesi'ne çevirdim. Yatay geçiş yapmayı dünyanın en başarılmaz işi olarak düşünen bir algıya sahip yeni sınıf arkadaşlarıma kendimi sevdirmek ilk aşamada zor da olsa hala devam eden kalıcı dostluklara imza atabildik. Evet şimdi planımın ilk aşaması gerçek olmuş ve kampüs yaşamını yakından soluyabileceğim bir ortama kavuşmuştum. 

Önlisansta okuyan arkadaşlarım bilirler ki DGS "Dikey Geçiş Sınavı" kabus gibi görülür. Oysaki disiplinli bir çalışma ve kendinin farkında olarak yapılan doğru tercih programı ile büyütülmeye değmeyecek kadar basite indirgenebilir. Nitekim öyle oldu. DGS sonuçları açıklandığında duyduğum heyecanı mutluluğu aktaramıyorum ama şunu bilin ki şu anda yazarken bile mezun olmuş olmama rağmen kalbim gümbürdüyor:)

Nihayet lisanstayım ohhhhh

Tabi canım keşke herşey ohh çekmek kadar kolay olsaydı. Bir yıl hazırlık sınıfı, dünyalar tatlısı iki hoca ile ingilizce çilekli dondurma tadında veee hazırlık sınıfı geçilir. Bu engel de bitti derken.

İşte şimdi başlıyoruz!!!!

Bundan sonraki yazılarımda ben nasıl bir öğrencilik geçirdim, öğrenciyken mezuniyete nasıl hazırlanmalı, öğrenciyken attığımız adımlar iş hayatındaki profesyoneller tarafından nasıl yorumlanır, ben öğrenciliğimde neler yaptım ve insan kaynaklarının ucundan yeni tutmuş emekleyen bir ik gönüllüsü olarak uzmanların yeni adaylara bakış açıları, cv nasıl hazırlanır, mülakatta neler olur gibi konulara yer vererek naçizane önerilerimle ve sizlerin bana önerileriyle beyin fırtınası tadında sürdürmeyi planlıyorum:)

Hepinizin desteğini bekliyorum.

Eminim birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder