1 Ağustos 2012 Çarşamba

BOŞ GEZENİN BOŞ KALFASI OLMAK YA DA OLMAMAK


Yapamadığımız şeylere, kendimizi haklı çıkarır bahaneler uydurmak, hayatımızda en az bir kere uğradığımız yollardan biridir. Bunu yaparken de çok rahatlarız. Sıralarız arka arkaya vicdanımızı rahatlık abidesi yapan cümleleri...

Aslında benim elimdeki bir şey değil.

Ben elimden geleni yaptım.

Düzen böyle ne yapalım.

İş vardı da biz mi çalışmadık.

Yeni mezun olup da iş bulmak kolay mı.

Her yere başvurdum, mülakatlarda iyi geçti ama olmuyor işte.

Sorun bende değil sorun, güçlü dayılarımın olmamasında... diye uzatabiliriz cümleleri.

Bu cümlelerin haklı olarak kullanıldığı durumlarla karşılaşmıyoruz diyebilmeyi çok isterdim ki haklısınız bir çok yerde tam yerine göre cümleler niteliğinde olabiliyorlar. Şayet, yersiz kullanımlarını da çok gördüm. İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmadan çıktığımız yolda, kurduğumuz bu tür cümleler hiç kusura bakmayın ama yerinde olmayan cümleler sınıfına giriyor.

Üniversite; kazanılınca ohhh diyerek köşeye çekilmeyi anlatan bir süreç değil. Aksine, kazanma şansını elde ettikten sonra hadi bakalım diyerek kolları gerçekten sıvama ve kariyerinize yön verecek önemli adımları atma zamanı. Verimli kullanılması gereken, uzun bir süreç. Öğrenmek, geliştirmek, üretmek, yaratmak, sosyalleşmek... Hepsi bu sürecin içinde yer alan önemli adımlar. Hepsi birbirine entegre ve birinin eksikliği, başka bir eksikliğin habercisi.

Peki ne yapmalıyız?

Herşey durmadan hızlıca ilerlerken,siz “aman neyse mezun olduktan sonra hallederiz” diyerek gelişimin arkasında kalıyorsanız, mezun olduğunuzda “yenilik ne demekti” diye düşünebilirsiniz. Size tavsiyem takipçi olmanız. Örneğin günümüz için ele aldığımızda, ben derim ki sosyal medya ile mezuniyetten sonra değil, öğrenciyken tanışın. Linkedin, mezuniyetten sonra arada bir uğradığınız, “ne işe yarar bu ya” diye söylendiğiniz bir araç olarak kalmasın. Çalışmak istediğiniz sektörle ilgili birçok profesyoneli bir arada bulabileceğiniz bu platformda ne kadar erken bende varım derseniz, farkedilme ihtimaliniz o kadar artar. Elden CV iletmenin popülerliğini giderek kaybettiği günümüzde siz bu tür yeni uygulamaları erken farkedenlerden olmayı görev edinin ki birileri de sizi farketsin.

Okulda öğrendiğim bu teoriler ne işime yarayacak ki kısmına gelince -evet bazıları için gerçekten öyle ama-  güncel hayatla bütünleşebilecek teorileri, pratiğe dökme yeteneğinizi geliştirmektense birebir hafızaya alıp, beyin bedava tekniğini uygulayanlardansanız işte orada durun demekten alıkoyamam kendimi. Önemli olan onları kelimesi kelimesine bilmek değil, öğrendiğinin üzerine kendince birşeyler ekleyip, yorum yapabilmek, bağdaştırabilmek. Eğer öyle olursa mezuniyet sonrası, mülakatlarda bölümünüzle ilgili yöneltilen sorular karşısında, “Ben uzaydan geldim”, “O bölümde ben mi okudum?” bakışları atmazsınız.

Etkinliklere katılmak, kulüplerde aktif olarak yer almak, sosyalleşmenizin yanısıra planlama, organizasyon yetkinliklerinizin gelişmesine de yardımcı olur. Hem eğlenip, hem öğrenme dedikleri şey bu olsa gerek:) En basitinden, bir kulüp toplantısında yaptığınız konuşma, sunduğunuz öneri, onayladığınız ya da onaylamadığınız bir fikirle ilgili ettiğiniz birkaç cümle -ki bakınca basit bir kulüp toplantısı havasında değil mi- size inanılmaz tecrübeler kazandıracaktır. Bence bunu asla ihmal etmeyin. Topluluk önünde konuşabilme yeteneğini kazanabileceğiniz bu ortamlar, ileride size muhakkak su, elektrik, yol olarak dönecektir:)

İş hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri takım çalışması. Nitelikleriniz arasından belki de en dikkat çekici olan takım çalışmasına yatkınlığınız diyebiliriz. İşte bu yetkinliği kazanabileceğiniz en güzel ortam da yine üniversite. Hem eğlenip, hem de takım olarak birşeyler başarabilmenin, sorumluluk almanın, sonuçlarına birlikte katlanmanın, problemlere birlikte çözüm üretmenin faydalarını iş hayatına başladığınız zaman “aferin bana ki bu tür faaliyetlerde bulunmuşum” cümlesini kurarken daha net hissedeceksiniz.

En başında dediğim gibi üniversite yılları bir süreç. Bu sürece yaz tatilleri de dahil. Siz siz olun eksikliklerinizi giderebileceğiniz, bir sonraki yıla +1 ile başlamanıza katkısı tartışmasız olan tatil dönemlerinizi asla boş geçirmeyiniz. Mezun olduğunuz zaman, “Evet anlat bakalım dört yıl boyunca ne yaptın” dediklerinde sunduğunuz diploma ne kadar kıymetli olsada tek başına yeterli olmayacaktır. Rakiplerinizin değişime ayak uydurarak hareket ettiği, belki de sahip olduğunuz imkanlardan daha iyisine sahip olarak bir adım önde olduğu durumlarda, sizin bu çalışmalarınız  bir adım öne geçmenize yardımcı olabilir. İnsan Kaynaklarında çalışan biri olarak itiraf etmeliyim ki, elime yeni mezun ya da öğrenci bir arkadaşımın başvuru formu geçtiğinde ilk olarak, okul hayatı boyunca herhangi bir yerde çalışmış mı diye bakmadan geçemiyorum. Bakın dikkat!!!, deneyimli mi diye bakmıyorum, kendi parasını kazanmaya yönelik herhangi bir adım atmış mı ona bakıyorum!

Ben bu listeyi uzatabilirim. Siz de bu listeyi kendinize uyarlayıp uzatabilirsiniz. Bunlar benim öğrencilik yıllarımın özeti ve bence üniversite yıllarınında en önemli detayları.

Arkadaşlar, diyeceğim o dur ki, iş bulmak kolay değil ama niteliklerini geliştirmeye kararlı, üniversite sürecini bahsettiğim gibi durumların farkında olarak geçirmiş biri için iş bulmak kolay. Mezun oluyor ve iş bulmakta sıkıntı yaşıyosanız, dönüp önce bir kendinize bakın, sonra da geç kalmışlık hissine kapılmadan eksikliklerinizin üzerine gidin.


ZG